shutter island

leonardo dicaprio'nun en sevdiğim filmlerinden biri. sonu muallakta ama hangisine inanmak isterseniz size kalmış. izlerken pür dikkat kesiliyorsunuz. arada bir tv'de de yayınlanır ve her seferinde aynı keyifle izlerim.

Bu filmi nasıl atlamışım hayret ettim bugün izledim ve filmin sonunda amım götüm şaştı

böyle filmler izleyince kendine gelemiyor insan babuşlar. sonunu izledikten sonra filmi başa almıştım ben parçaları birleştirmek için. böyle filmleri seven babuşlara the sixth sense filmini öneririm.

hangisi daha kötü olurdu; bi canavar olarak yaşamak mı, yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi ? zihin açan bir soruya sahip mükemmel film.

"arzu ettiğin şeyler beklemeyi bıraktığın anda gerçekleşir. bu da hayatın 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir."

(bkz: leonardo di caprio) nun manyak eden filmidir. hava hep gridir.

uzun zaman boyunca izlemedim, bilerek erteledim. bugüne nasipmiş, izledim. vay amına koyayım, o neydi la!? beklentilerimi karşılamayı bırak, ağzıma sıçtı ağzıma! hele o film müzikleri neydi amk? altıma sıçırttıyordu, bir ara ucundan baş gösterdi söylemesi ayıptır. hele leo'nun rüya gördüğü bir sahne vardı, orada öyle bir gerilim verdi ki çalan adam piyanoya kafa atmadıysa şerefsizim. ola ki hala izlemeyeniniz varsa kesinlikle izlesin, izlesin de ebesinin amını görsün. 9/10

en sevdiğim filmler arasında. izleyiciyi sürekli düşündürüp sonunu tahmin ettirmeye çalışan ve gizemi de bol bir başyapıt. istediğiniz kadar tahmin yapın sonunda mutlaka şaşırtıyor.

ciddi anlamda kendimi sorgulamama sebep olan film. çok tuhaf oldum bu filmi izledikten sonra. normalde filmlerden etkilenmem fakat gercekten etkilendigim film. acaba di caprio bu rolden sonra nasıl ruh hali yaşadı. hep merak ettim bunu.

5 yıldır izliyecem dedim :d sonunda izledim beynim yandı, bitişinde vay amk dedirten film cidden muazzam bir film olmuş mark ruffalo ve di caprio efsane oynamışlar 10 üstünden 9

karakterimiz hayal mi görüyor yoksa olanlar gerçek mi? anlayamamıştım zaten şua filmi ve olaylarıda unuttum. aklımda tek kalan da bu soruydu.

(bkz: leonardo di caprio)'nun beyin yakan filmidir , muheteşem bir kurgu ve senaryo ile finalin de izleyiciye ''ne oluyoruz lan'' dedirtir.

allahım sen beynimi koru diyerek bitirdiğim filmlerden. çok zevkli oluyor be. neymiş neymiş diye insanın kendine soruşu kadar zevkli bir şey yok film izlerken. "yaralar canavarlar yaratabilir ve sen bir yaralısın."

kesinlikle izlenmesi gereken bir başyapıt. sonunda insanın kafasının içi çarşamba pazarı gibi oluyor.

herkes filmin sonunun inception gibi muallak olduğundan bahsetmiş ama filmin sonu çok barizdir. canım neden eksiledin ki? sonunu hala anlayamadın mı yoksa?

(bkz: ölmeden önce izlenmesi gereken filmler) (bkz: hayatı sorgulamak) --- spoiler --- filmin sonunda laeddis gerçeği bildiğini söylemedi çünkü bu anıların onda şok etkisi yaptığını ve tekrar tekrar hafızasının silinip, insanlara aynı acıyı çektirmemesi gerektiğini düşündü ve gerçeği söylemeyedek lobotomiye doğru yol aldı --- spoiler ---

"delilerden mükemmel kobay olur, konuşsalar bile kimse kulak asmaz."

simdi adam deli mi degil mi?

biz de yaşamış, sevmiş ve gülmüştük bizi unutmayın

amk şizofreni kafamı sikip durmuştu film boyunca.

i̇yi bir insan olarak ölmek.

sonunu anlamayıp 3 kere sarıp izlediğim, hala kafamda sahnelerin kopukluğunu yaşadığım çok güzel bir leonardo dicaprio ve mark ruffalo filmidir. ben kingsley de muazzam oyunculuk sergilemiştir. nazarımda bu film 9/10'luk bir filmdi.

yönetmen kısmını görünmese bile bas bas "bu bir scorsese filmidir" diye bağıran eser. sonunda düğüm güzel açıldı, final ise biraz izleyiciye bırakılmış gibi ama belli neyin ne olduğu. di caprio yine muhteşem oynamış ya bu adamın oscar'ı daha yeni the revenant'tan almış olması inanılmaz.

Başrollerinde leonardo di caprio ve mark ruffalo'nun olduğu martin scorsese filmidir. Dennise lehane' nin aynı adlı romanından uyarlanmıştır. İnsanı gerim gerim geren, hep gri renkli havasıyla pür dikkat bayıla bayıla izleyeceğiniz bir film. Ayrıca müzikleri de özenle seçilmiş, sahneye cuk oturan eserlerdir. Film bir federal polis ve yardımcısının inceleme amacıyla içinde suçluların olduğu akıl hastanesine gidişiyle başlar. Hastaneden kaçan, üç çocuğunu gölde boğarak öldüren bir akıl hastası kadını bulmak için görevlendirilirler. Ve zamanla birçok ipucunu birleştirerek hastanede dönen olayları açığa çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu akıl hastanesi 3 bloktan oluşuyor. A ve B bloklar çok ağır olmayan hastalar için, C blok ise en ağır hastaların kaldığı blok. Başrolümüz tedd bir gün C bloğa gider ve oradaki bir hastayla konuşunca kafasındaki tüm taşlar yerine oturur ve harekete geçer. Amaa o da neee!!? --- spoiler --- Aslında filmde başından sonuna kadar tedd'in de bir akıl hastası bize gösteriliyordu. En basitinden kendi sigarasını asla kendisi yakmadı hep bir başkası yaptı bu işi çünkü akıl hastanesindekilere yanıcı-yakıcı alet verilmez. Filmin finaline gelecek olursak aslında finali gayet açık. Tedd sonunda kendi isteğiyle ölmeyi seçti. Her şeyin farkındaydı ve ölmek kendi seçimiydi. Özetle şahane bi filmdir şu ana kadar izlemediyseniz şimdi tam zamanı. --- spoiler ---

Müthiş bir kurguya sahip bu film. Sadece bir hikaye anlatıcısı olarak başlayıp sonunda izleyiciyi de filmi deneyimlemeye zorluyor. Fark ettiniz değil mi, son sahne de tamamlandığında neyin gerçek neyin yanlış olduğunu karıştırmıştık biz de. Bir akıl hastasının delüzyonları ve gerçekler arasındaki farkı gördüğünde hissedebileceği türden bir dehşetti. --- spoiler --- Öyle ki filmin ilk yarısında neyi öğrendiysek, bize neyi dikte ettilerse ikinci yarıda tam tersi iddia edildi ve kendi inancımızı korumak için film sonuna kadar bir kandırmaca olduğuna inanmaya çalıştık. Teddy'nin bahsettiği "Bir insan bunca sene boyunca gerçeği nasıl göremez?" meselesine adım attık ve Teddy'nin hasta olduğunu film boyunca kavrayamadık. Filmin sonunda 67. Hastanın Teddy olduğunu kabul edemeyenlerde de birkaç tahta eksik olabilir :d --- spoiler ---

bu nasıl bir film! aman yarabbim! ba yıl dım! aşırı güzeldi. hele ki leo beybim nasıl güzel oynamış, nasıl güzel oynamış. bayılıyorum bu adama. müthiş bir oyuncu. --- spoiler --- allah kahretmesin öyle bir ters köşe yaptı ki aman aman final beni şok etti. çocukları öldürenin karısı olduğunu falan anlamıştım da tabii ki böyle bir son tahmin etmiyordum. tabii ekşiciler kırkıncı dakikasında adamın hasta olduğunu ve her şeyi uydurduğunu anlamışlar. ben o kadar zeki olmadığım için anlamadım. aslında adamda da bir haltlar olduğunu anlamıştım da bastırıyor falan sanmıştım. yaşadığı vicdan azabı, aslında çocuklarının hiç olmadığını hayal etmesi kadar büyükmüş. karısının o derece hasta olduğunu nasıl anlamadı, nasıl bu kadar ilgisiz kalabildi anlayamıyorum ama bu vicdan azabıyla böyle delirmesi çok normal. filmde de dendiği gibi. --- spoiler --- bir kez daha eklemeden geçemeyeceğim. leonardo müthişti. kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.

--- spoiler --- güzel bir filmdi, filmin sonunun belli olmadığını söyleyenler düşünenler olmuş ama aslında filmdeki ince ayrıntıları fark edince sonunun ne olduğu anlaşılıyor. Teddy doğrudan ve dolaylı olarak ailesinin ölmesine sebep olduğu için bu durumu kabul edemeyip, kendi kafasından kendini kahraman olarak gösterecek bir hikaye uyduruyor. 2 yıllık bir tedavi sonrası hiçbir şeyin işe yaramaması sonucu doktorlar lobotomi öncesi daha önce bu alanda uygulanmamış bir tedavi yöntemini uygulamaya çalışarak, hastanın beyninde kurduğu senaryonun gerçek olmadığını kanıtlamak için beynindeki senaryoyu gerçekleştirmek için herkese belli roller vererek tedaviye başlıyor ve tabii en sonunda olaylar patlak veriyor. Bu rol yapma olayını anlamak için doktorun hareketlerini takip etmek yeterli, tabii bunun yanında filmin başında teddy'nin gardiyanlara neden gerginsiniz diye sorması ve şu an hepimiz biraz gerginiz cevabını alması onların bu rol'un içinde olduğunu gösteriyor. Neyse hem konusu hem kurgusu gerçekten güzeldi, ilk başta akıllı adamı delirtiyolar mı lan acaba diye bi düşünmedim değil hatta filmin son 10 dakikasına kadar olayı böyle düşünmüştüm. hangisi daha kötü olurdu; bi canavar olarak yaşamak mı, yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi ? --- spoiler ---

bu film için sürekli "finali muallak" yorumu yapılıyor. oysa finali apaçık ortada. insanların neden bu açık gerçeği göz ardı ettiğini anlayamıyorum. --- spoiler --- finalde başrolümüz ted kendi isteğiyle ölümü seçiyor. aynı acıları tekrar tekrar yaşamak istemiyor. kafası belli aralıklarla resetleniyor ve aynı hataları defaatle tekrarlıyor, farkında olmadan, bilmeden. en sonunda ise iyileşeceğine dair bi umudunun kalmaması ile yüzleşince iyi bi insan olarak ölmek en iyisi deyip ölümü seçiyor. aynı acıları tekrar tekrar yaşamanın yarattığı üzüntüden sonsuza dek kurtulmayı en büyük mükafatı olarak görüyor. --- spoiler --- şu ana kadar izlemediyseniz o mağaranızdan çıkıp izleyin. teşekküre gerek yok.